İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, hakkında başlatılan “casusluk” soruşturması kapsamında yarın kritik bir ifadeye çıkacak. Tutuklu bulunduğu Marmara Cezaevi’nden Çağlayan Adliyesi’ne getirilecek İmamoğlu, saat 11.00’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda sorgulanacak. Bu gelişme, İmamoğlu’na yönelik art arda gelen yasal süreçlerin en tartışmalılarından biri olarak öne çıkıyor.
Soruşturma, 23 Ekim’de resmiyet kazandı. Savcılık, İmamoğlu’nu, kampanya danışmanı Necati Özkan ve gazeteci Merdan Yanardağ’la birlikte “casusluk” ve “çıkar amaçlı suç örgütü kurma” suçlamalarıyla ilişkilendirdi. Kilit isim olarak 4 Temmuz’da terörle irtibatlı olduğu iddiasıyla tutuklanan Hüseyin Gün gösteriliyor. Savcılık metinlerinde, İmamoğlu’nun siyasal faaliyetleri “Ekrem İmamoğlu suç örgütü” olarak tanımlanırken, Gün ile İmamoğlu arasındaki bağlantılar casusluk iddialarını temel oluşturuyor. Yanardağ ise soruşturma kapsamında gözaltına alınmış, gözaltı süresi 24 saat uzatılmıştı. Özkan da benzer suçlamalarla soruşturmaya dahil edildi.
İmamoğlu’nun avukatları ve CHP kurmayları, suçlamaları “temelsiz iftira” olarak nitelendiriyor. Parti cephesinden yapılan açıklamada, “Yolsuzluk ve terör ithamlarıyla yetinmeyip casusluk gibi akıl almaz bir suçlamaya sarılmak, utanç verici bir ahlaksızlıktır. Bu, koltuk hırsı ve korkunun ürünüdür” denildi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, sosyal medyada taraftarlarını Çağlayan Adliyesi’ne davet ederek, “Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu, 26 Ekim Pazar saat 11.00’de adliyeye ifade vermeye geliyor. Yanındayız!” çağrısında bulundu.
Bu ifade, İmamoğlu’nun Mart ayından beri süren tutukluluğunun kaderini etkileyebilir. 19 Mart’ta İBB’ye yönelik yolsuzluk operasyonuyla gözaltına alınan ve 23 Mart’ta tutuklanan İmamoğlu, hakkında iddianame beklerken bu yeni dosya, serbest bırakılma umutlarını gölgeliyor. Savcılığın talebi üzerine, ifadenin ardından nöbetçi sulh ceza hâkimliğinde sorgu yapılabilir. Hukukçular, casusluk suçlamasının Türk Ceza Kanunu’nun 329. maddesi gereği ağır cezai sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor, ancak delil yetersizliği halinde dosyanın düşebileceğini vurguluyor.
Siyasi kulislerde, soruşturmanın zamanlaması dikkat çekiyor. CHP’nin cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde İmamoğlu’nun popülaritesi artarken, bu hamle muhalefeti susturma girişimi olarak yorumlanıyor. İmamoğlu, sosyal medya hesabından daha önce “Bu milleti casusluk iftirasıyla mı ikna edeceksiniz?” diye tepki göstermişti. Adliye önündeki olası protestolar için güvenlik önlemleri artırıldı.
İmamoğlu’nun ifadesi, Türkiye’nin siyasi gündemini yeniden şekillendirecek nitelikte. Muhalefet, adaletin siyasallaştığını savunurken, iktidar kanatlarından henüz resmi bir yorum gelmedi. Yarınki duruşma, sadece bir ifade olmanın ötesinde, demokrasi tartışmalarını alevlendirecek gibi görünüyor.
