Gazze Şeridi’nde aylardır süren bombardımanlar, sadece sivil halkı değil, ülkenin yetiştirdiği değerli sporcuları da hedef alıyor. Bu saldırıların son kurbanı, Filistin Milli Takımı’nın eski kaptanı Süleyman el-Ubeyd oldu. 41 yaşındaki futbolcu, geçtiğimiz gün insani yardım kuyruğunda beklerken İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. Filistin futbolunun efsane isimlerinden biri olarak kabul edilen el-Ubeyd’in ölümü, spor camiasında derin bir üzüntü yaratırken, uluslararası kurumların tepkisizliği tartışma.
Süleyman el-Ubeyd, kariyeri boyunca Filistin futboluna büyük katkılarda bulunmuş, birçok gence ilham vermiş bir sporcu olarak biliniyordu. Hem saha içindeki yeteneği hem de saha dışındaki duruşuyla “Filistinli Pele” lakabını kazanmıştı. Ancak onun hikâyesi, bir futbol kariyerinden çok daha fazlasını anlatıyor: savaşın gölgesinde büyüyen, sporla direnmeye çalışan bir hayat. Ne yazık ki, El-Ubeyd yardım almak için sırada beklerken yaşanan saldırıda hayatını kaybetti.
El-Ubeyd’in vefatının ardından Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) tarafından yayımlanan anma mesajı, büyük tepki topladı. Yapılan paylaşımda El-Ubeyd’in futbolculuğuna ve insanlara verdiği ilhama yer verilirken, saldırının faili olan İsrail’e dair tek bir kelime dahi edilmedi. Bu durum, kamuoyunda UEFA’nın tarafsızlık ilkesine aykırı davrandığı şeklinde yorumlandı. Birçok kişi ve kurum, UEFA’yı çifte standart uygulamakla eleştirdi.
Filistinli bir sporcunun savaşta hayatını kaybetmesi, sporun sadece eğlence değil aynı zamanda bir direniş ve temsil alanı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. El-Ubeyd’in ölümü, uluslararası kurumların kriz karşısındaki sessizliğini gözler önüne serdi. Spor dünyası, sadece başarıları değil, adaletsizlikleri de görünür kılma sorumluluğunu taşıyor. Bu trajedi, o sorumluluğun yeterince yerine getirilmediğini gösteriyor.