Çin, ABD’nin Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nden (UNESCO) çekilme kararına sert tepki gösterdi. Pekin yönetimi, bu adımı uluslararası sorumlulukla bağdaştırmadı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Ciakun, başkentteki basın toplantısında kararın yanlış olduğunu vurguladı.
Guo, ABD’nin bu kararını, “Büyük ülkelerin yapması gereken bu değil,” sözleriyle eleştirdi. Bu cümleyi üç kez tekrarlayarak tepkisini net bir şekilde ortaya koydu. Sözcü, ABD’nin uluslararası örgütlere karşı sürekli borçlarını ödemediğini de hatırlattı. Bu durumun çok taraflı iş birliğini zayıflattığını savundu.
Çin, UNESCO’ya olan desteğini bir kez daha güçlü şekilde dile getirdi. Guo, çok taraflılığa bağlılığın her ülke için hayati olduğunu söyledi. Tüm ülkeleri bu ilkelere yeniden sarılmaya çağırdı. Çin’in duruşu bu konuda net oldu.
Öte yandan ABD, UNESCO’dan ayrılma kararını Aralık 2026 itibarıyla resmen uygulayacak. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, kararın gerekçesini yazılı açıklamayla duyurdu. Bruce, UNESCO’nun Filistin’i üye devlet olarak kabul etmesini eleştirdi. Bu durumun İsrail karşıtı söylemleri artırdığını iddia etti. Bruce’a göre bu gelişme, ABD politikalarıyla açıkça çelişiyor.
ABD, geçmişte de UNESCO’dan çekilmişti. İlk ayrılığı 1984’te Başkan Ronald Reagan döneminde yaşadı. Daha sonra 2003 yılında George W. Bush yönetiminde geri döndü. 2017’de ise Donald Trump döneminde yeniden çekildi. Gerekçe olarak “İsrail karşıtı tutum” ve “yapısal reform ihtiyacı” gösterildi. Biden yönetimi ise 2023’te örgüte geri dönmüştü.
UNESCO, Paris merkezli ve II. Dünya Savaşı sonrasında kuruldu. Örgüt, eğitim, bilim ve kültür alanında küresel iş birliklerini hedefliyor. Ancak ABD’nin gelgitli tavrı, bu iş birliklerine zarar veriyor. Çin ise net bir mesaj veriyor: “Büyük ülkelerin yapması gereken bu değil.” Bu vurgu, hem uyarı hem de çağrı niteliği taşıyor.
Sonuç olarak, Çin ABD’nin kararını sorumsuzluk olarak görüyor. Uluslararası sistemin istikrarı için tüm ülkelerden daha fazla sorumluluk bekliyor. Bu yüzden de aynı mesajı tekrar ediyor: “Büyük ülkelerin yapması gereken bu değil.”