ABD Temyiz Mahkemesi’nin, Trump yönetimi döneminde uygulamaya konulan bazı gümrük tarifelerinin anayasal yetkiyi aştığı yönündeki kararı, küresel ticaret piyasalarında geniş çaplı endişelere yol açtı. Karar, hukuk, finans ve iş dünyasını hızlı bir politika ve strateji değerlendirmesine sevk etti.
Mahkeme kararı, özellikle Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA) kapsamında uygulanan tarifeleri sorguladı. Bunlar arasında, nisan ayında açıklanan “karşılıklılık esasına dayalı” vergiler ile şubat ayında yürürlüğe giren fentanil odaklı tarifeler de yer alıyor. Öte yandan, çelik ve alüminyum gibi sektörlere özgü vergiler karardan etkilenmedi.
Karara rağmen, ilgili tarifelerin hemen kaldırılması yönünde bir uygulamaya gidilmedi. Mahkeme, anayasa dışı bulunan vergilerin yürürlükte kalmasına izin vererek, hükümete Ekim ortasına kadar Yüksek Mahkeme’ye başvurma süresi tanıdı. Ancak bu durum, piyasada belirsizlik yarattı ve yatırımcılar olası gelir kaybı nedeniyle temkinli davranmaya başladı.
Ekonomistler, söz konusu tarifelerin, ABD’nin beklenen gümrük geliri toplamının neredeyse yarısını oluşturduğuna dikkat çekti. Bu vergilerin tamamen geçersiz sayılması halinde, Hazine’nin gelir kaybı büyük olabilir. Aynı zamanda, şirketlerin geçmişte ödedikleri vergiler için iade talep etmesi de finansal belirsizliği artırabilir.
Hazine Bakanı Scott Bessent ise tarifeleri savundu. Bu vergilerin, yerli üretimi desteklemek ve fentanil gibi maddelerle mücadele için gerekli olduğunu belirtti. Ayrıca, mahkeme kararının onaylanması halinde Smoot-Hawley gibi alternatif yasal yolların kullanılabileceğini ifade etti.
Karar, yürütme organının geniş kapsamlı vergi yetkisine yönelik eleştirileri yeniden gündeme getirdi. Bazı kesimler, başkanın bu tür kararları Kongre onayı olmadan almaması gerektiğini savunuyor. Önümüzdeki süreçte, iş dünyası netlik bekliyor. Yüksek Mahkeme’nin kararı, sadece tarifelerin geleceğini değil, ABD’nin ticaret politikasının genel yönünü de belirleyecek.