Orta Doğu’daki kriz büyürken, Hürmüz Boğazı’nın kapatılması ihtimali dünya genelinde ciddi endişelere yol açıyor. ABD’nin İran’a yönelik saldırıları sonrası Tahran, bu stratejik geçidi kapatma sinyalleri veriyor.
Bu gelişme yalnızca bölgeyi değil, küresel ekonomiyi de etkileyebilir. Çünkü Hürmüz Boğazı’nın kapatılması, dünya enerji tedarik zincirini tehdit eder. Günlük yaklaşık 20 milyon varil petrol, bu dar su yolundan geçiyor.
Başta Suudi Arabistan, İran, Kuveyt ve BAE gibi büyük petrol üreticileri, ihracatlarını bu boğazdan gerçekleştiriyor. Katar da sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatının neredeyse tamamını buradan sağlıyor. Alternatif deniz yolu bulunmadığı için Hürmüz Boğazı’nın kapatılması, enerji piyasasında büyük dalgalanmalara neden olur.
Uzmanlar, fiyat şokları konusunda uyarıyor. JP Morgan’ın Haziran 2025 raporu, petrolün varil başına 120-130 doları görebileceğini belirtiyor. Bu artış, doğrudan tüketicilere de yansıyacak. Ulaşım ve üretim maliyetleri dünya genelinde yükselecek.
Ayrıca deniz sigortası primleri hızla artabilir. Petrol tankerleri yüksek risk altında kalacağı için navlun fiyatları da yükselebilir. Şirketler, bu gelişmeleri fiyatlarına yansıtmak zorunda kalabilir.
Bütün bu etkenler, küresel ticarette zincirleme sorunlara yol açar. Tedarik süreleri uzar, ürün maliyetleri artar ve ekonomik büyüme yavaşlayabilir. Enerji bağımlılığı yüksek ülkeler, bu krizin etkilerini daha derin hisseder.
Sonuç olarak, Hürmüz Boğazı’nın kapatılması, yalnızca bir bölgesel hamle değil; aynı zamanda küresel ölçekte kriz başlatabilecek bir adımdır.