ABD’nin son dönemde uygulamaya koyduğu tarife politikaları, küresel ticaret ilişkilerini yeniden şekillendiriyor. Bu gelişmeler, Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik bağları daha da güçlendiriyor. Uzmanlar, iki ülke arasındaki ticaretin stratejik boyut kazanacağını sık sık vurguluyor. “Türkiye için tarihi bir fırsat” ifadesi, bu süreci en iyi özetleyen anahtar cümle olarak öne çıkıyor.
Almanya, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı olmaya devam ediyor. 2024’ün ilk üç ayında Türkiye, Almanya’ya yaklaşık 4,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu ihracatın önemli bir kısmını, 1,5 milyar dolarla otomotiv sektörü oluşturdu. Özellikle otomotiv alanında yaşanan hareketlilik, iki ülkenin ekonomik ilişkilerini canlandırıyor.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, mevcut süreci değerlendirdi. Almanya ile Türkiye’nin ekonomik ilişkilerinde yeni bir tanım yapılması gerektiğini belirtti. Yalçındağ, Almanya’da 3,5 milyon Türk vatandaşının yaşadığına dikkat çekti. Bu topluluk, artık birçok önemli sektörde söz sahibi hale geldi.
Yalçındağ ayrıca Almanya’da büyük bir “vasi” sorunu yaşandığını belirtti. Vefat eden şirket sahiplerinin yerini alacak aile üyeleri bulunamıyor. Bu boşluk, Türk girişimciler için büyük bir avantaj sunuyor. Tam da bu nedenle, “Türkiye için tarihi bir fırsat” tekrar gündeme geliyor.
Önümüzdeki beş yılda yaklaşık 6 milyon Alman emekliye ayrılacak. Bu boşluğu doldurmak için Almanya’nın Türkiye ile daha yakın çalışması gerekiyor. Yalçındağ, bu konuda ortak planlamaların şart olduğunu vurguladı. Aksi takdirde Almanya, bu süreci yalnız başına yönetemeyecek.
Berlin’de kurulan Alman-Türk İş Konseyi, bu işbirliğini daha da ileri taşıyacak. Eski Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un başkanlık görevini kabul etmesi, bu adımın ciddiyetini gösteriyor. DEİK, bu platform üzerinden ticari diplomasiyi daha da aktif hale getirmeyi planlıyor.
Yalçındağ, Avrupa’nın ABD ile rekabetinde yavaş kalmaması gerektiğini savundu. ABD hızlı kararlar alırken, Avrupa hala eski sistemle ilerliyor. Bu nedenle Avrupa’nın Türkiye ile daha sıkı işbirliği kurması gerekiyor. “Türkiye için tarihi bir fırsat” ifadesi bu noktada bir kez daha önem kazanıyor.
Sonuç olarak, Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ilişkiler yeni bir evreye giriyor. ABD’nin politikaları bu süreci tetiklerken, Türk iş dünyası oluşan boşluğu değerlendirmeye hazır. Bu sürecin iyi yönetilmesi, hem Türkiye hem Avrupa için büyük kazanımlar sağlayabilir.