ABD ile Çin arasında yaşanan yüksek tempolu ticaret gerilimi, kritik bir gelişmeyle yatıştı. Tarife muafiyetinin sona ermesine yalnızca birkaç saat kala yürürlüğe giren bu karar, tarafların ticaret ilişkilerindeki hassas dengeleri koruma çabası olarak öne çıktı. Alınan ek süre, küresel piyasalara güvenli bir geçiş sağladı ve ani bir tarife artışının önünü kesti.
Bu uzatma kararı, Stockholm’de gerçekleştirilen son müzakere turunda hayata geçirildi. Görüşmelerde, daha önce Nisan ayında yükseltilen seviyelere geri dönülmeden, muafiyetin 90 gün daha devam etmesi üzerinde anlaşma sağlandı. Bu sayede gizli diplomatik kanallar açık kaldı ve yalnızca kısa vadeli bir çözüm değil, uzun vadeli ticari diyalog için de zemin oluşturuldu. Mayıs ayında Cenevre’de başlayan sürecin devamı niteliğindeki bu adım, biraz daha yapıcı ve dikkatli bir süreci işaret ediyor.
Karar, bir başkanlık kararnamesiyle resmiyet kazandı. Muafiyetin sona erdiği günün sabahı imzalanan düzenleme, hem ABD hem de Çin için hazırlıksız yakalanma riskini kaldırdı. Bu düzenleme, tam da küresel tedarik zincirlerinin ve ticari belirsizliğin en çok hissedildiği dönemde sahneye çıktı. Ayrıca anlaşma, mevsimsel stoklama dönemine denk gelen süreçte, perakendeciler ve sanayi için rahatlatıcı bir nefes oldu.
Bu gelişme, ticari tansiyonun gözle görülür biçimde azalmasına yardımcı oldu. Hali hazırda pazarlara yansımış belirsizlik hissi biraz da olsa yatışırken, yatırımcılar ve analistler bu uzatmayı diplomasi lehine bir adım olarak yorumladı. Ancak birçok uzman, bu kararı geçici bir rahatlama olarak değerlendiriyor; kalıcı etki için kalıcı bir anlaşma gerektiğini vurguluyor.