ABD Başkanı Donald Trump’ın son dönemde aldığı radikal vergi kararları, küresel çapta büyük bir ticaret savaşı endişesini beraberinde getirdi. Bu yeni politika adımları, özellikle otomotiv sektörü üzerinde derin etkiler yaratacak gibi görünüyor. Uzmanlar, başta Avrupa, Çin ve Güney Koreli otomobil markalarının bu kararlarla olumsuz yönde karşı karşıya kalacağını belirtirken, bu ülkelerin de ABD’ye karşı kullanabilecekleri güçlü hamleleri olduğunu vurguluyor.
Trump’ın Ekonomi Stratejisi: Temel Hedef Ne?
Trump göreve başladığında değişim beklentisi güçlüydü; ancak bu kadar hızlı ve sert adımlar beklenmiyordu. Özellikle Panama Kanalı, Meksika Körfezi ve Grönland üzerinden yaşanan gerilimlerin ardından gelen ithalat vergileri, Trump’ın ticaret politikasının en net göstergesi oldu. Yeni vergi sistemine göre, ABD’ye ithal edilen tüm ürünler daha yüksek vergilere tabi olacak ve ABD’ye vergi uygulayan her ülkeye misliyle karşılık verilecek.
Trump’ın bu yaklaşımının ardında yatan stratejiye dair yorum yapan sektör uzmanı Hakan Doğu, ABD’nin özellikle Çin’in teknolojik ve üretim gücüne karşı uzun süredir rekabet edemeyeceğini fark ettiğini belirtiyor. Aslında bu yaklaşım Trump’tan önce, Obama ve Biden dönemlerinde de etkisini göstermişti. O dönemlerde Çin’de üretim yapan firmalar ülke dışına yönlendirilmişti.
ABD’nin En Önemli Derdi: Doların Rezerv Para Kalması
Hakan Doğu’ya göre, ABD’nin temel hedeflerinden biri doların küresel rezerv para olma statüsünü korumak. Bunun için de güçlü bir askeri yapının devam etmesi gerekiyor. ABD ordusunun korunması için yıllık 800 milyar doları aşan bir bütçe gerekiyor ve bu açıklar, ABD Hazine bonolarının yabancı ülkelerce alınmasıyla finanse ediliyor. Bu sistemin işlemesi, doların uluslararası güvenini sürdürebilmesine bağlı. Eğer ABD’nin askeri üstünlüğü azalırsa, bu durum doların güvenirliğini zedeleyebilir ve rezerv para statüsünü kaybetmesine neden olabilir.
ABD Üretim Merkezi Olabilir mi?
Doğu’ya göre, ABD’nin sanayi altyapısını yeniden inşa etmesi oldukça zor. Sanayi bir ekosistem işi ve sadece finansal kaynaklarla çözülebilecek bir sorun değil. ABD’de uzun süredir sanayi altyapısı zayıfladığı için nitelikli iş gücü de bu alandan uzaklaşmış durumda. Ayrıca, mevcut politikalar nedeniyle ülkeden bilim insanlarının göç etmesi ve göçmen işçilerin sınır dışı edilmesi, iş gücü sorununu daha da derinleştiriyor.
Vergi politikalarının gelir vergisi düşürülerek dengelenmesi planlansa da bu denklem oldukça karmaşık. Eğer ithalat daha pahalı hale gelirse ve bu durum halkın alım gücünü düşürürse, kamuoyunun Trump’a desteği zayıflayabilir. Ayrıca ithal ürünlerin pahalanması enflasyonu da tetikleyebilir.
Otomotivde Talep Azalabilir, Fiyatlar Yükselebilir
Otomotiv sektöründe ise bu yeni vergi kararlarının hızlıca uygulanmasının tedarik zincirlerinde ciddi aksamalar yaratabileceği düşünülüyor. Global otomotiv endüstrisi, karmaşık ve çok uluslu bir tedarik yapısına sahip. ABD’de üretim yapan markalar dahi araçlarında kullandıkları pek çok parçayı yurt dışından temin ediyor. Bu nedenle vergiler, ABD içindeki üreticilerin maliyetlerini de artıracak. Fiyat artışları nedeniyle tüketici talebinde daralma bekleniyor.
Doğu’ya göre, bu adımlar özellikle Çin, Avrupa ve Kore markalarını olumsuz etkileyecek. Zira bu markalar zaten Çin pazarında zorluklar yaşarken, şimdi ABD pazarında da ciddi bir baskıyla karşı karşıya kalacaklar. GM, Ford gibi ABD merkezli markaların üretim merkezlerinin Kanada ve Meksika gibi ülkelerde olması, bu ülkelerden gelen parçalara da vergi uygulanmasıyla durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
Tedarik Zincirleri Tehlikede
Tedarik zincirlerinin bu yeni vergi sistemiyle birlikte kopma riski, otomotiv sektöründe verimliliğin düşmesine ve üretim maliyetlerinin artmasına yol açabilir. Özellikle Kanada, Meksika ve Avrupa’daki parça üreticileri büyük finansal baskı altında kalabilir. Bu da üretici firmaların maliyetleri düşürmek adına istihdamı azaltma yoluna gitmesine neden olabilir. Böyle bir senaryo yaşanırsa, ilgili ülkelerde ABD karşıtlığı yükselerek diplomatik krizlere de zemin hazırlayabilir.
Sonuç olarak, Trump’ın vergi politikaları hem küresel ticaret düzenini hem de otomotiv gibi büyük sanayi kollarını ciddi şekilde etkileme potansiyeli taşıyor. Bu süreçte fiyatlar artabilir, talep daralabilir, tedarik zincirleri zayıflayabilir ve dünya çapında birçok üretici finansal zorluklarla karşı karşıya kalabilir.